Temel gıda maddesi olarak kabul edilen sütün, bilimsel olarak bağışıklık sisteminin oluşmasına katkıları ön planda tutuluyor. Prof. Dr. Hümeyra Yerlikaya Aydemir, süt tüketimi sağlığı tehdit ediyor söylemleri ve sosyal medya platformları aracılığıyla bitkisel sütlere ilişkin açıklamalarda bulundu.
Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hümeyra Yerlikaya Aydemir, süt tüketiminin sağlığa etkisini ve son yıllarda özellikle sosyal medyada görülen bitkisel süt yapımını değerlendirdi.
Prof. Dr. Hümeyra Yerlikaya Aydemir, süt tüketimi sağlığı tehdit ediyor söylemlerine katılmadığını belirterek “Süt esasen, temel gıda maddesi olarak kabul edilir. Yaşamsal önemi olan tüm besin ihtiyacını karşılayabilir. Bağışıklık sisteminin oluşmasını sağlayabilecek nitelikte vitamin, mineral, amino asitler ve yağ asitleri açısından zengindir. Süt bileşenleri zehirlenmeye sebep olabilecek ağır metalleri bağlayabilir. Bu nedenle birçok zehirlenme durumunda süt verilebilir. Böyle kabul görmüş bir besin için son yıllarda fazlasıyla negatif bir söylem karşımıza çıkıyor. ‘İnsanlar için süt bir dizi gereksiz sağlık riskini tetikler’ söylemlerine katılmıyorum. Mevcut bilimsel kanıtların tamamı, sütün temel besin öğelerini karşılamaya katkıda bulunabileceğini ve en yaygın kronik hastalıklara karşı koruma sağlayabileceğini destekliyor; buna karşın çok az sayıda yan etki bildirilmiştir. Makul düzeyde süt içeren bir diyet, çocukluk obezite riskini azaltır. Yetişkinlerde enerji kısıtlaması sırasında kilo vermede yardımcı olur. Bu muhtemelen tip 2 diyabet geliştirme riskini düşürmeye de katkıda bulunur. Süt tüketiminin çocukluk ve ergenlik döneminde kemik sağlığı üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu da biliniyor" diye konuştu.
BİTKİSEL SÜTLERİN PROTEİN DEĞERLERİ OLDUKÇA DÜŞÜK
Aydemir, bitkisel süt üretiminin normal süte oranla daha az protein içerdiğini ve bu sütlerin bilinenin aksine daha zararlı olabileceğini ifade etti. Birçok ülkede soya, pirinç, yulaf, badem bazlı bitkisel sütlerin alternatif olarak beslenme önerilerinin bir parçası haline geldiğini söyleyen Aydemir, şunları kaydetti: “Bitki bazlı süt içeceklerin besin içeriği, kullanılan ham maddeye, işlemeye, vitamin ve minerallerle zenginleştirmeye, şeker ve yağ gibi diğer bileşenlerin eklenmesine bağlı olarak değişir. Soya sütü, inek sütünün protein içeriğine yaklaşan tek bitki bazlı süt içeceğidir. Oysa yulaf, pirinç ve badem bazlı içeceklerin protein içerikleri son derece düşüktür. Çoğu bitki bazlı içeceğin doymuş yağ ve kolesterol oranı düşük olmasına rağmen bu ürünlerden bazıları yüksek ilave şeker içeriği nedeniyle tam yağlı sütten daha yüksek enerji içeriğine sahiptir. Bitki bazlı içecekleri bir takım işlemlerden geçirmek, endüstriyel olsun ya da olmasın, doğal soya, pirinç, yulaf ve bademin sağlık etkisini doğrudan içeceklere aktaracağınız anlamına gelmiyor. Yani bademden alacağınız faydaları badem sütünden sağlayamıyorsunuz. Dahası, bitki bazlı içecekler için birçok konuda yeterli bilimsel kanıt da bulunuyor.”